Beverly Hills & Vegas
Bambaşka bir dünya olan Amerika maceramıza hoşgeldiniz!
Özge ve Veli ile seyahatimizden 3 ay önce tanışmıştık. Kendileri bizi tavsiyeler sayesinde bulduklarını söyleyerek sohbetimizin ilk durağı Bursa’daki düğün hikayesi çekimi oldu. Bursa Crowne Plaza’da gerçekleşecek görkemli düğünün heyecanı içinde olan çiftimiz yaptıkları hazırlıklarını anlattı. Derken kendimizi balayı çekimleri için detayları konuşurken bulduk. Özge tıpkı kişiliği gibi enerji dolu ve cıvıl cıvıl bir ülke isterken Veli tamamen sakin ve doğa ile iç içe olabileceği bir yerde dış mekan fotoğraf çekimi yaptırmak istiyordu. Bir o kadar zıt istekler için ülkeleri düşünmeye başlamıştık bile. Çiftimizin birbirlerine olan aşkı ve saygısı bizi doğa ile eğlencenin harmanladığı bir noktaya götürdü: Amerika!
Ve böylelikle yurt dışında düğün çekimlerimize rotamıza kusursuz gün batımlarına ev sahipliği yapan Grand Canyon ve Horseshoe Bend’i, eğlencesi ve sahilleri ile Las Vegas ile Los Angeles’ı ekleme imkanı tanıdı. Yolculuğumuza başlamadan detayları planlamaya ve planlarken de heyecanlanmaya çoktan başlamıştık bile! Tabii ki bu planlamalar için iş ortağımız @askrotalari imdadımıza koştu. Uçaktan otele, otelden giriş ücretlerine kadar bizim için araştırıp eksiksiz raporladı. Bizi 7 gecelik rüya gibi bir Amerika yolculuğu bekliyordu. O zaman ne duruyoruz, başlayalım!
İlk noktamız vize almak için gittiğimiz Amerika Konsolosluğu oldu. Dürüst olmak gerekirse Amerika vizesi almak biraz zor bunun için de www.askrotalari.com ‘un tahminleri ve tecrübelerinden yararlandık.
Vizelerimi aldıktan sonra çekimin en önemli parçası olan kıyafetler için Özge ve Veli ile toplantılara başladık. Amacımız ikisinin de içlerine tam olarak sinecek parçaları bulmalarına yardımcı olmaktı. Kumaş kalitesiyle hayran bıraktığı gelinlik için @medihacambazbridal ’a, özel tasarım takımı için @ushautecautre ’ye, beyazlığı ile göz kamaştıran uçuş uçuş elbiseyi tasarlayan @bycansucakar ’a ve renkleriyle büyüleyen el buketi ile aksesuarlar için @brayafleur ’a teşekkür ederiz.
Yolculuğumuz başlıyor!
Las Vegas’a 14 saat süren uçuşumuz için Türk Hava Yolları’nı ve tecrübeli ekibini tercih ettik. Bol Netflix’li ve lezzetli yemek menüleri ile oldukça eğlenceli bir uçuş geçirdik. İndiğimizde hafif jetlag olmuş olsak bile bu durum bizi hiç yıldırmadı hatta hemen uyum sağlayabildik.
Şehirdeki ilk günümüzde meşhur The Strip, Bellagio Las Vegas, Las Vegas Sign, Paris Las Vegas ve The Venetian gibi noktaları gezerek çekim yapma imkanımız oldu. Balayı fotoğrafçısı için Las Vegas demek bol renkli ve eğlenceli sokaklarında her anı kadraja sığdırma heyecanını yaşayacaksınız demektir.
Ertesi gün rotamızın ikinci durağı olan Grand Canyon’a gitmek için oldukça erken kalkmamız gerekti. Ulaşımımız için kiraladığımız Chevrolet Tahoe ile yola koyulduk. Bu arada söylemeden geçmeyelim, Amerika’da araç kiralamak oldukça ucuz. 7 günlük kiralamamız için sadece 390$ ödedik.
446 kilometre uzunluğunda, bin 587 metre derinliğindeki Grand Canyon büyüleyici renk tonları ve 2 milyar yıl öncesine dayanan jeolojik tarihi ile bizi bambaşka bir yere götürdü. Kanyonun içinden geçen Colaroda Nehri’nin yanı sıra yıllar boyunca Amerika yerlilerine ev sahipliği yapan mağaralarını ve gün doğumu ile gerçekten mükemmel bir park olan Grand Canyon insana ilk girişte iyi ki geldik dedirtiyor!
Kanyonun güzelliği tepeden görebilmek ve unutulmaz bir macera yaşamak için helikopter turu yaptık ve tahmin ettiğimiz ötesinde güzel manzaralar ile karşılaştık. Tabii ki hemen fotoğrafladık! Helikopter turumuz için American Spritz Tour’u tercih ettik ve oldukça memnun kaldık, tur için kişi başı 170$ ödediğimizi de ekleyelim.
Üçüncü durağımız için yola koyulduğumuzda bu hikayenin gerçekten eşsiz olacağını kavramıştık. Amerika’nın bizi en çok etkisi altına alan yerlerin yollar olduğunu da belirtelim. 3-4 saat boyunca dümdüz çöl yollarında giderken kendimizi Route 66’da yol alan film karakterleri gibi hissettik. Geçtiğimiz yolların göz alabildiğince uzanması ara ara acaba hiç gitmiyor muyuz dememize yol açsa da çok keyifli ve dinlendiriciydi ta ki lastiğimiz patlayana kadar! Lastik faciasını ilk başta telaşla karşılasak da sonrasında kendimizi ilk attığımız kasaba, yüzümüzün gülmesine yol açtı çünkü her şey gerçekten bir film gibiydi!
Bir anda kendimizi bulduğumuz bu küçük kasaba bize gerçekten Amerika’da olduğumuzu hissettirdi ve tatlı bir deneyim yaşamamıza olanak sağladı. Özellikle lastikçinin 10 dakika içerisinde kapatacağını söylemesi, tam da filmin en heyecanlı yerinde başaran kahraman gibi hissetmemizi sağladı!
Tamirhaneden çıktığımızda güneş çoktan bize veda etmişti bile. Biz üzülürken, Özge ise ekstra bir plan düşünmeye çoktan başlamıştı. İşte o anda onun bu bitmek bilmeyen enerjisine ve sevincine bir kez daha hayran kaldık. Böylece rotamızın biraz dışına çıkarak Arizona’da bir gece konaklayarak harika bir gün doğumu yakalama fırsatı bulduk. Çölün üzerinde, tüm parlaklığı ile doğan güneş ile birlikte harekete geçerek yönümüzü Horseshoe Bend’e çevirdik.
Arizona’nın mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olduğunu anladık ve mükemmel çekimler yaptık. Tamamen doğa harikası olan bu kanyon inanın fotoğraflarda olduğundan daha eşsiz bir güzelliğe sahipti!
Horseshoe Bend’e ulaşmak için uzunca bir yol yürürken sırtımızda drone çantası vardı. Birde ne görelim! NO FLY ZONE! Türkiye’den kalk Amerika’ya git drone uçurmadan dön! Risk aldık. Gizlice kayaların arkasına saklanarak yerlerimizi aldıktan sonra drone’umuzu usulca uçurup kısa bir çekimle küçük bir kaçamak yapmış olabiliriz (: Bizim için bir o kadar heyecanlı ve adrenalin dolu bir an oldu, bunun yanı sıra müthiş bir çekim elde etmenin sevincini de sonuna kadar yaşadık. Ee hikayemize adrenalini de eklemedik demeyiz artık!
Son durağımız olan Los Angeles’a doğru uzun bir araba yolculuğuna çıktık. Ortalama 6 saat süren yolculuğumuzda arabanın ve havanın keyfini çıkarırken Özge ve Veli’nin de en huzurlu anlarını fotoğraflamayı ihmal etmedik.
LA’ye vardığımızda konaklayacağımız otele yerleştik ve biraz şehrin tadını çıkartıp dinlenme fırsatı bulduk. Ertesi gün Beverly Hills, Hollywood Sign ve şehrin meşhur noktalarında çekimlerimizi gerçekleştirdik. Tabii ki şehri keşfetmeyi de ihmal etmedik. Los Angeles tam bir tatil şehri, hareketliliği ve palmiyeleri ile insanı sanki dünyanın başka bir yerine götürüyor!
Bu rota haricinde Amerika seyahatimiz ile ilgili kısa bilgilendirmelerde de bulunmak isteriz. Yemek konusunda Amerikan mutfağına pek ısınamadığımız için genellikle Denny’s restoran zincirini tercih ettik. Her şehirde şubesi olan Denny’s hem kahvaltı için eşsiz pancakeleri hem de damak tadımıza uyan öğle ve akşam yemekleri ile bizi 8 günlük seyahatimiz boyunca oldukça mutlu etti.
Peki Amerika’dan alışveriş yapılır mı? Tabii ki evet! Markaların cennetine gelmişken bir bavulu doldurup dönmesek olmazdı. Amerika’nın her eyaletinde ve şehrinde bulunan outletlerde büyük indirimler bulunuyor, çok ünlü markaları oldukça uygun fiyata alma şansı elde ettik. Şehir içlerindeki konsept mağazalar da oldukça etkileyici ve eşsiz tasarımlar ile kalbimizi fethetti. Bu yüzden bizden size küçük bir tavsiye, gelirken çok fazla eşya almayın çünkü burada bavulunuzu tıka basa dolduracaksınız!
Bir o kadar renkli ve romantik yolculuğumuz boyunca günü iyi değerlendirmek için olabildiğince erken kalkarak gün ışığının tadını çıkarttık, kilometrelerce yol kat ettik ve eşsiz manzaralara şahit olduk ama bunlardan öte bizi etkileyen bambaşka bir şeye şahit olduk: Özge ve Veli’nin yol boyunca birbirine olan aşkını ve bağlılığını gördük, onlarla eğlendik ve bu mutlu anlarında yanlarında olma şansını elde ettik. Bu gerçekten ekibimiz için de inanılmaz keyifli bir deneyimdi!
Toplamda özel çekimler, uçak biletleri, king size konaklamalar, tüm kiramalar, giriş ücretleri ve daha fazlası 7500$ tuttu. Çiftimiz eşsiz fotoğraflara sahip olurken yeni yerleri keşfettikleri unutulmaz bir tatil geçirdi. Biz de yol boyunca her gün yeniden, usanmadan doğan güneşin bize ne kadar güzel mutluluklar ve aşklar getireceğini, her andan nasıl keyif alınması gerektiğini öğrendik. Bu yolculukta bize eşlik eden, asla pes etmeden her zaman gülen ve anın tadını çıkaran çiftimize huzurunuzda dünyanın en güzel dileklerini tekrar sunuyoruz!
#mutlubirdost
New York’un iyi düğün Fotoğrafçısı Meltem Say. Sokak Fotoğrafçısı. Street photographer. Amerikanın’nın en iyi fotoğrafçısı lüks otellerle fotoğraf çekimi, düğün klibi, düğün belgesel fotoğrafçıları ile düğün günlerinde gelin alma, hazırlık, kuaför, otel odası bride süsleme, saten nedime sabahlıkları düğün fotoğraf çekimlerinde kullanmak üzere temin ederler. Meltem Say ve ekibi Bursa’dan ödül almıştır ve en iyi google yorum puanına sahip Türkiye’nin tek düğün fotoğrafçısıdır. İyi bir düğün fotoğrafçısı seçmek sizin düğün gününüzü güzel anılara taşır. Newyork nişan fotografcısı düğün fotoğrafçısı nikah nişan gelinlik newyork wedding , Hotel nişan düğün ilk dans bursa ilk dans turkish wedding dance kına gecesi turkish wedding vlog düğün davetiyesi wedding invitation
how to plan a wedding düğün planlaması wedding card what to wear to a pier wedding düğününde ne giyilir wedding cake düğün pastası nişan yüzüğü, what hand does a wedding ring go on wedding bouquet gelin çiçeği wedding gift gelinlik wedding dress boho style wedding, documentary style wedding in turkiye, documentary photographer in istanbul and bursa all world